Filistinlilere Mesajım: Sizi Unutmadık, Başarısız Olduk

Filistinlilere Mesajım: Sizi Unutmadık, Başarısız Olduk

Gece Yarısına Bir Dakika Kala: İşgal Altındaki Filistin Topraklarındaki Zorluklar

Gece yarısına bir dakika kala. Bu ifade, işgal altındaki Filistin topraklarından döndükten sonra aklımdan çıkmadı. Orada tanık olduğum baskı ve zulmü işlemeye çalışırken, bu kelimeler zihnimde yankılandı. Gazze’deki korkunç görüntüler, küresel vicdanımıza kazınmışken, birçok kişi bu durumu fazlasıyla canlı bir şekilde hayal edebilir.

Ziyaretimden bir hafta geçti. Beklendiği gibi, ana akım medyada bu konuya pek ilgi gösterilmedi. Ancak, Louis Theroux’nun İsrailli yerleşimciler üzerine çektiği güçlü belgeselin kamuoyunda bir tartışma başlatması beni biraz rahatlattı.

Theroux’nun çalışması bazı eleştiriler aldı. Bazıları, yerleşimci topluluğunu yanlış temsil ettiğini ve terimi kendine mal ettiğini söylüyor. Ancak ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. "Yerleşimciler" kelimesi, çok yumuşak bir tanım. Bu kelime, huzurlu bir geliş, hafifçe düşen kar taneleri veya yorgun yolcuların ateşin etrafında toplandığı bir görüntü çağrıştırıyor.

Gerçekten Ne Görüyoruz?

Fakat biz, Theroux’nun belgeselinde gördüğümüz şeyler yerleşimciler değildi. Onlar işgalcilerdi. Sömürgecilerdi. "Yerleşim" yapmıyorlardı; etraflarındaki herkesi ve her şeyi rahatsız ediyorlardı.

“Tanrı tarafından verilmiş hak” ifadesini sıkça duyuyoruz, genellikle mecazi anlamda. Ancak burada, bu dağlar ve kasabalarda, bu ifade en korkutucu gerçek biçimini alıyor.

Adaletsizlik Fırtınası

Kendi gözlerimizle şahit olduğumuz adaletsizlik, 82 yaşındaki bir Filistinli adamın yasal olarak sahip olduğu arazide, silahlı İsrailli yerleşimcilerin hayvanlarını otlatmasıyla açığa çıktı. Titreyen elleriyle ve gözyaşları içinde, babasından miras kalan belgelerini sunarak, dinleyecek kimseyi bulamadan yardım istemeye çalıştı.

Etrafında, birkaç umutsuz Filistinli izleyici, bazı İsrailli ve uluslararası insan hakları aktivistleri ile birlikte bizler – müdahale etme şansı olmayan gözlemciler – duruyorduk.

Silahlı yerleşimciler, birçokları gibi, yakınlarda bekleyen devlet destekli bir polis aracının cesaretiyle hareket ediyorlardı. Görevli polisler onları izliyordu; silahlı, sessiz ve korkutucu bir şekilde. Koyunlar ise kaygısızca otlamaya devam ediyordu.

AYRICA OKUYUN  23 Yıl Sonra Guantanamo, Müslümanlar İçin Tehdit Olmaya Devam Ediyor

Bu, adaletsizliğin havada asılı kalması gibi bir durumdu; bir fırtına gibi, asla kopmayan bir huzursuzluk. Bu, daha geniş bir gerçekliğin mikrokozmosuydu: Sömürgeciler sürekli sömürgecilik yaparken, sömürülenler şaşkın bir inançla kalıyor ve sözde uluslararası kuralların düzeni izlemekle yetiniyordu.

Tehdit Altındaki Al-Aqsa

Al-Aqsa Camii, iki milyardan fazla Müslüman için kutsaldır ve şimdi görünür bir tehdit altındadır. Ziyaretimiz, Pesah bayramıyla çakıştığında, girişler, Üçüncü Tapınak’ı inşa etme şarkıları söyleyen Yahudi ibadetçileri tarafından kapatılmıştı.

Al-Aqsa avlusunda, silahlı İsrail güvenlik güçleri tarafından eşlik edilen yerleşimciler dolaşıyordu. Bu sırada, Müslüman ve Hristiyan ibadetçilerin ibadet yerlerine girişi düzenli olarak engelleniyordu.

Sonuç ve Çağrı

Dünya, haklı olarak Gazze’ye ve orada süregiden soykırıma odaklanmışken, işgal altındaki Batı Şeria’da olanları göz ardı edemeyiz. Orada Filistinlilerin insanlıktan çıkarılması devam ediyor; çoğu zaman bürokratik terimlerle ve temizlenmiş başlıklarla gizleniyor – ancak bu gerçek ve hızla artıyor.

Sonuçta, biz onları unuttuk mu? Hayır, unutmamış olabilirim – ama harekete geçme konusunda başarısız olduk. Bu durumu değiştirmek için harekete geçmemiz gerekiyor. Düşüncelerinizi paylaşın veya ilgili diğer makaleleri okumak için bağlantılara göz atın.

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir