Trump’ın Gazze ateşkesi, Demokratların başarısızlığını açığa çıkardı
ABD Başkanı Trump’ın Orta Doğu’da Barış Getirdiği İddiaları: Gerçekler ve Sonuçlar
ABD Başkanı Donald Trump, Orta Doğu’da barış getirdiğini iddia ediyor; ancak bu iddia oldukça abartılı. Yine de, en azından şimdilik, İsrail’in Gazze’deki soykırımını durdurmayı başardı. Bu gelişme, Trump’ın İsrail ile ateşkes için sunduğu şartları kabul ettirmek amacıyla ofisinin gücünü kullanma istekliliğini ortaya koyuyor. Bu şartlar, İsrail’e oldukça avantaj sağlasa da, aşırı sağ hükümetin hedeflerine ulaşmasını sağlamaktan uzak. Bu durum, Trump’ın öncesindeki Joe Biden ve 2024 başkanlık rakibi Kamala Harris üzerinde olumsuz bir etki bırakıyor.
Demokrat Parti içindeki anti-Trump eleştirmenleri, liderlerinin İsrail’in soykırımına karşı sert bir duruş sergilemeleri gerektiğini savunarak seçim kaybı riski konusunda uyardılar. Ancak mevcut ateşkesin sürdürülebileceğine dair pek çok kişi şüphe duyuyor ve Trump’ın Gazze’nin geleceği konusundaki planlarına dair daha fazla soru işareti var. Washington’dan gelen sürekli baskı, İsrail’in yeniden katliama dönmesini engellemek için gerekecektir.
Trump’ın Stratejisi ve Ortadoğu’daki Etkisi
Trump, Biden’ın yapamadığı veya yapmayı reddettiği şeyi gerçekleştirdi: Beyaz Saray’ın ağırlığını İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu üzerinde kullanarak soykırımın sona ermesini sağladı. Ancak bu, yalnızca Netanyahu’ya dur emretmekten ibaret değildi. Trump, Arap ve Müslüman liderleri bir araya getirerek uluslararası destek sağladı ve rehin değişimi ile soykırımın sona ermesini içeren planının ilk aşamasını hayata geçirdi.
- Trump’ın Planının Ana Hatları:
- Rehin değişimi
- Soykırımın sona ermesi
- Uluslararası destek sağlama
İç Politika ve Seçim Sonuçları
Trump, kendini bir barış arayıcısı olarak görüyor; ancak onun bu imajı, sadık tabanı dışında pek fazla kişi tarafından paylaşılmıyor. Bu durum, Trump’ın Gazze’deki soykırımı durdurma çabalarına rağmen, Amerikan şehirlerinde orduyu konuşlandırması ve uluslararası hukuka karşı duyduğu kayıtsızlık nedeniyle daha sert bir eleştiri almasına yol açıyor. Biden’ın İsrail’e yönelik anlamlı bir baskı uygulayamaması ve Harris’in bu politikayı koşulsuz desteklemesi, Trump’a karşı seçim kaybında belirleyici oldu.
Demokratların Değişen Tutumları
Harris, hatasının ciddiyetini nihayet anlıyor gibi görünüyor. 12 Ekim’de bir röportajda, Gazze’deki İsrail eylemlerini soykırım olarak değerlendirip değerlendirmediği sorusuna şu yanıtı verdi: "Öldürülen çocukların sayısına, masum sivillerin sayısına bakıldığında, yardımı ve desteği reddettiklerinde, hepimizin bu durumu sorgulayıp dürüst olmamız gerekir." Bu yanıt, Harris’in Gazze’yi siyasi bir malzeme olarak ele almadığını ortaya koyuyor.
Gelecek İçin Beklentiler
Demokrat Parti içinde, genç seçmenlerin özellikle İsrail’in Gazze’deki eylemlerini haksız bulması ve ABD desteğinin aşırı olduğunu düşünmeleri, partinin bu konudaki tutumunu değiştirmesi gerektiğini işaret ediyor. 3 Ekim’de yapılan bir Pew Araştırması, Amerikalıların %33’ünün ABD’nin İsrail’e fazla yardım yaptığını düşündüğünü ortaya koyuyor.
Demokratlar, bu konudaki tutumlarını değiştirmezlerse, Trump’ın Gazze’deki soykırımı durdurma çabaları, partinin geleceği için bir engel oluşturabilir. Destekçileri, Biden ve Harris’in tutumlarını eleştirerek, partinin Filistin haklarını öncelemesini bekliyor.
Sonuç
Trump, Demokratların Filistin konusundaki ahlaki ve siyasi başarısızlıklarını gözler önüne serdi. Artık onlara düşen, bu duruma yanıt vermek ve Filistin adaletini gelecekteki Ortadoğu politikalarının bir önceliği haline getirmektir. Okuyucularımızdan bu konuda düşüncelerini paylaşmalarını ya da ilgili diğer makaleleri okumalarını rica ediyoruz.
