İngiltere Önleme İncelemesi: Bu başarısız sistemi sona erdirme zamanı
İngiltere’de Kontroversiyel Prevent Programının Gözden Geçirilmesi: Müslüman Topluluklar Üzerindeki Etkileri
İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın tartışmalı Prevent programını gözden geçirme kararı, bu programın mağdurları için çok geç kalmış bir adımdır. Prevent programı, aşırılık yanlısı davranışları engellemeyi amaçlasa da, uygulamada birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Geçtiğimiz yaz Southport’taki bıçaklama olayında, failin üç kez Prevent’e yönlendirilmesine rağmen hala serbest kalması, bu stratejinin etkinliğine dair çarpıcı bir eleştiri niteliğindedir.
Yeni gözden geçirme, hoş karşılanan bir adım olsa da, Prevent’in operasyonel başarısızlıklarını ele alan ve İngiltere’deki Müslüman topluluklar üzerinde oluşturduğu derin güvensizliği ve zararı ortadan kaldıracak bir değişim programıyla sonuçlanmalıdır. Geçmişte yaşananlardan daha kötü bir şey olamaz.
Prevent Programının Temel Sorunları
Prevent, uzun zamandır hatalı varsayımlar üzerine inşa edilmiş bir politika olarak öne çıkıyor. Radikalleşme riski taşıyan bireyleri belirlemek amacıyla tasarlanan bu programın belirsiz ve bilimsel olmayan kriterleri, Müslümanların haksız yere hedef alınmasına yol açmıştır.
- İki yaşındaki çocuklar, masum davranışları nedeniyle, örneğin "Allahu Akbar" demek veya tarihi halifelikleri ders tartışmalarında anmak gibi, Prevent’e yönlendirilmiştir.
- Gençler, yalnızca İsrail diplomatiklerine karşı protesto düzenledikleri veya "Free Palestine" rozeti taktıkları için radikalleşmeden uzaklaştırma için işaretlenmiştir.
Bu durumlar, Müslüman toplulukların güvenlik perspektifinden bakıldığını gösteren bir stratejinin sembolüdür.
Korku ve Dışlanma
Rights and Security International tarafından yayımlanan son bir rapor, Prevent programının daha karanlık bir yanını gün yüzüne çıkarmıştır. Çocuklar da dahil olmak üzere yönlendirmelerden elde edilen kişisel veriler, polis, istihbarat teşkilatları ve hatta yabancı hükümetler tarafından erişilebilen devasa veritabanlarında saklanmaktadır. Bu veriler, hükümet sistemlerinde on yıllarca kalabilir ve uzun vadeli zararlara neden olabilir.
Prevent nedeniyle üniversite yerleri kaybeden, vatandaşlık başvuruları reddedilen veya işe alımda engellenen bireylerden gelen şikayetler, bu sistemin koruma amacı gütmekten uzak olduğunu göstermektedir.
Prevent Programının Hedefi: Müslümanlar Üzerindeki Etkisi
People’s Review of Prevent, programın Müslümanları orantısız bir şekilde hedef aldığını ve korku ile dışlanmayı artırdığını ortaya koymaktadır. Prevent’in okullara, sağlık hizmetlerine ve diğer kamu hizmetlerine genişletilmesi, güvenilir profesyonellerin informanlara dönüşmesine neden olmuş ve eğitimcilerin ve bakıcıların rollerini zayıflatmıştır.
Amnesty International’ın "This is the Thought Police" başlıklı raporu, Prevent’in Birleşik Krallık’ın insan hakları yükümlülükleriyle "temel olarak uyumsuz" olduğunu vurgulamaktadır. Prevent’in belirsiz kriterleri, kamu otoritelerine olan güvenin kaybına, stres ve kaygıya neden olmuştur.
Alternatif Bir Strateji Geliştirilmesi
Prevent’in başarısızlıkları, temelindeki hatalardan kaynaklanmaktadır. Strateji, aşırılık yanlısı davranışları doğrudan şikayetle ilişkilendiren “konveyör bant” modeline dayanmakta ve radikalleşmeye katkı sağlayan karmaşık sosyal, politik ve psikolojik faktörleri göz ardı etmektedir.
MI5’in davranış bilimleri birimi, yüzlerce vakayı analiz ettikten sonra, şiddete giden tipik bir yolun olmadığını bulmuştur. Aynı şekilde, eski CIA görevlisi Marc Sageman, 500 terörist biyografisini inceleyerek bu teorinin radikalleşmeyi aşırı basitleştirdiğini belirtmiştir.
Sonuç ve Okuyuculara Çağrı
Prevent’in yerine geçecek yeni bir strateji, şeffaflık ve hesap verebilirliği esas almalıdır. Öğretmenler, doktorlar ve sosyal hizmet uzmanları, informanlara dönüşmemeli, hizmet ettikleri topluluklarla olan ilişkileri zarar görmemelidir. Müslüman toplulukların görüşleri, bu yeni stratejinin geliştirilmesinde dikkate alınmalıdır.
İngiltere, terörle mücadele politikalarının daha geniş etik boyutlarını düşünmelidir. Prevent, sivil özgürlükleri zayıflatmakta, ifade özgürlüğünü kısıtlamakta ve Birleşik Krallık’ın uluslararası alandaki itibarını zedelemektedir.
Yapılacak olan gözden geçirme, başarısız bir sistemin ortadan kaldırılması ve adalet, güven ve eşitlik ilkelerini koruyan yeni bir sistemin kurulması fırsatıdır. Daha fazlasını istemek, Prevent’in neden olduğu zararın derinleşmesine yol açabilir. Düşüncelerinizi bizimle paylaşabilirsiniz veya ilgili makaleleri okumaya devam edebilirsiniz.