Batı, 'İslamofobi' ile Suçlarını Gizliyor

Batı, ‘İslamofobi’ ile Suçlarını Gizliyor

İslamcı Radikalleşme: Batının Çifte Standartları ve İkiyüzlülüğü

İslamcı radikalleşme, İslamcı aşırılık, İslamcı terörizm ve İslamcı fundamentalizm gibi terimler, günümüzde sıkça duyduğumuz kavramlardır. Ancak bu terimlerin kökenleri nereden gelmektedir? Birçok İslam ülkesi, "terörizm destekçisi" olarak damgalanırken, Batı’nın bu terimleri kendi çıkarları doğrultusunda kullandığı aşikardır. Bu yazıda, İslamcı radikalleşmenin arka planını ve çifte standartları inceleyeceğiz.

İslamcı Radikalleşme ve Batı’nın İkili Tutumu

Batı, kendi askeri müdahalelerini "barış koruma operasyonları" olarak nitelendirirken, İslam dünyasında benzer şekilde davranan grupları radikal olarak tanımlar. Örneğin, Gazze’deki durum, "kendini savunma" bahanesiyle gerçekleştirilen bir soykırımın açık bir örneğidir. İsrail, uluslararası hukuku ihlal etmeye devam ederken, buna karşı herhangi bir askeri müdahale olmamıştır. Öte yandan, Saddam Hüseyin, kitle imha silahlarına sahip olduğu iddiasıyla tam bir koalisyon gücü tarafından hedef alınmış, ancak bu silahlar asla bulunamamıştır.

İşgal ve Sonuçları

Mart 2003’te ABD ve müttefikleri, Irak’a yönelik bir operasyon başlattı. Bu operasyonda, sivil nüfusa yönelik yoğun bombalamalar yapıldı. Bu süreçte, Irak’ta savaşla ilgili sebeplerden dolayı yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetti. Ancak, bu ölümler üzerine hiçbir Batılı lider, insanlığa karşı bir tehdit olarak tanımlanmadı. Aksine, Donald Trump ve Benjamin Netanyahu gibi figürler, uluslararası hukuku ihlal ederek Filistinlilerin kitlesel sürgününü emretmişlerdir.

Çifte Standartlar ve Seçici Öfke

Batı’nın, kendi eylemlerini meşrulaştırma çabası, dünya genelinde büyük bir ikiyüzlülüğe yol açmaktadır. Batı, İslam’ı tehdit olarak görmekte ve bu nedenle İslamcı radikalleşmeyi vurgulamaktadır. Ancak, aynı Batı’nın geçmişte gerçekleştirdiği savaşlar ve işgaller göz ardı edilmektedir. Örneğin, II. Dünya Savaşı sırasında 70-85 milyon insanın ölümü, dünya genelinde büyük bir yankı uyandırmamıştır.

Sonuç ve Düşünceler

İslamcı radikalleşmeyi tartışırken, bu terimlerin Batı’nın propaganda ürünü olduğunu unutmamak gerekir. Dünya, kendi suçlarını görmezden gelmekte ve İslam dünyasını sürekli olarak hedef göstermektedir. Bu nedenle, "İslamcı radikalleşme" terimini duyduğunuzda, kendinize şu soruyu sormalısınız: "Neden Yahudi radikalleşme ya da Hristiyan aşırılık terimleri gündeme gelmiyor?"

AYRICA OKUYUN  Avrupa İslamofobi Raporu: Avrupa'da Müslümanlara Yönelik Artan Racizm

Bu makalenin ardından, düşüncelerinizi paylaşmayı ve benzer konulardaki diğer yazıları okumayı unutmayın. Batı’nın ikili standartlarını ve bu standartların arkasındaki gerçekleri sorgulamak, hepimizin sorumluluğudur.

Benzer Haberler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir