‘Dünyanın tüm hazineleri bir tane buğday tanesi bile büyütemez.’
Elmaslar, altınlar, en nadide mücevherler… Tüm dünyanın hazineleri bir araya gelse, bir avuç buğday tanesi bile yetiştiremezler. Bu, insanlığın en büyük yanılgılarından biridir. Paranın, mülkün ve zenginliğin peşinde koşarken, hayatın gerçek anlamını göz ardı ediyoruz.
Hayatın kıymetini bilmeyenler, zenginliklerin altında ezilirken, basit bir buğday tanesi bile, yaşamın devamlılığı için vazgeçilmezdir. Bir avuç toprak, doğru ellerde, bereketli bir tarlaya dönüşebilir. Ama tüm hazine dolu sandıklar, o toprakta yeşermeden bir anlam ifade etmez.
Bugün, doğanın bize sunduğu bu basit ama derin gerçeği unutmuş durumdayız. Hızla tükettiğimiz kaynaklar, doğayı talan etmemiz, bize sadece geçici bir tatmin sağlıyor. Zenginlik, birçok insan için bir statü sembolü haline geldi; ancak gerçek zenginlik, doğayla kurduğumuz dengede ve onun sunduğu nimetleri korumakta gizli.
Her yıl, tarım alanları yok oluyor, doğa katlediliyor. Oysa bir avuç buğday, yürekleri doyururken, hazine sandıklarının içindeki değer sadece göz alıcı bir yanılsamadan ibaret. İnsanlar, gerçek zenginliğin doğada olduğunu unuttukları için, kendi varlıklarını tehlikeye atıyorlar.
Unutmayalım ki, tüm dünya hazineleri bir araya gelse de, bir avuç buğdayın yeşermesi için gereken toprağı yaratamaz. Hayatın anlamı, onu sürdüren kaynakların korunmasında ve değerinin bilinmesindedir. Doğaya karşı olan ihanetimiz, sonunda kendi sonumuzu hazırlıyor. Şimdi harekete geçmezsek, bu yanlışın bedelini ağır ödeyeceğiz. Unutmayın: Tüm dünya hazineleri, bir avuç buğday tanesi bile yetiştiremez!