Kolombiya Fakültesi, Trump’ın Akademik Özgürlüğe Saldırısını Protesto Etti
Columbia Üniversitesi’nde Akademik Özgürlük İçin Protesto: Faculty Üyelerinin Karşıtlığı ve Filistin Meselesi
New York City’de soğuk ve yağışlı bir gün yaşanıyor. Sürekli yağan yağmur, insanları sırılsıklam ediyor.
Columbia Üniversitesi’nin Manhattan’daki 116. Cadde ve Amsterdam Caddesi girişinde, yaklaşık 50-60 akademik personel, kaldırımda çelik barikatların arkasında sakin bir şekilde bekliyor.
Protestonun Nedeni: Trump’ın Talepleri
Pazartesi öğleden sonra düzenlenen ve öğretim üyelerinin liderlik ettiği bu protesto, üniversitenin geçen hafta, ABD Başkanı Donald Trump’ın taleplerini uygulama kararına karşı bir tepki olarak gerçekleştirildi. Bu talepler, protesto ve disiplin süreçlerini yeniden düzenlemeyi, ayrıca üniversitenin kampüsünde "antisemitizm" olarak tanımlanan konularla ilgili olarak bir akademik departmanı kontrol altına almayı içeriyordu.
Bu hafta başında Trump yönetimi, Columbia’nın taleplerine verdiği yanıtı “olumlu bir ilk adım” olarak nitelendirdi ve daha önce iptal ettiği federal fonları geri almayı umduğunu belirtti. Bu süreçte, Manhattan’daki Amerikan Üniversite Profesörleri Derneği (AAUP) ve Fakülte Üyeleri Sendikası, Trump’a karşı, üniversitenin akademik özerkliğini ihlal etmeye yönelik "kanunsuz ve eşi benzeri görülmemiş bir çaba" olarak tanımladığı bir dava açtı.
Akademik Özgürlük Üzerine Tartışmalar
Protesto sırasında, öğretim üyeleri "Araştırmayı koru", "Sorgulamayı savun" ve "Uzmanlığı koru" yazılı pankartlar taşıdı. Ancak, gözlemciler, öğretim üyelerinin Trump’a karşı yapılan bu protestoda, Filistin meselesini atladığını belirtti. Pazartesi günü Columbia’nın önünde yükselen pankartların hiçbiri Filistin, Gazze’deki "soykırım" veya deportasyon tehlikesiyle karşı karşıya olan Filistinli öğrenci aktivist Mahmoud Khalil’in tutuklanması hakkında bir şey söylemiyordu.
Öğrenci organizatörler, bu protestonun, öğretim üyelerinin üniversitenin bu duruma nasıl geldiğini kabul etmemekte ısrar ettiklerini gösterdiğini ifade ettiler.
Filistin’in Göz Ardı Edilmesi
Columbia Üniversitesi, geçen bahar kampüsünde Filistin yanlısı öğrenci kamp alanlarının başlamasından beri yoğun bir incelemeye tabi tutuluyor. Bu kamp alanları, üniversitenin İsrail’in askeri sanayi kompleksine yapılan yatırımlarına karşı ülke genelinde bir öğrenci hareketine zemin hazırladı.
Biden yönetimi, Columbia’daki protestoları "antisemitik" olarak nitelendirdi ve Trump yönetimi, bu anlatıyı daha da güçlendirdi.
Birçok öğrenci, bu kamp alanlarının, birçok Yahudi öğrenciden oluşmasına rağmen, kampüsteki Yahudi yaşamına bir tehdit oluşturduğuna dair hiçbir kanıtın olmadığını belirtti.
Akademik Özgürlük ve Dayanışma
Protestolara katılan öğretim üyeleri, akademik özgürlüğü savunurken, aynı zamanda Filistin meselesinin göz ardı edilmesinin, dayanışma konusunda cesaret eksikliği olduğunu ifade ettiler. Columbia Üniversitesi Apartheid Divest (Cuad) adlı öğrenci koalisyonu, "Filistin’in bu tartışmalardan çıkarılmasının, saldırıya uğrayan, kaçırılan ve şehit edilen insanlara ihanet olduğunu" vurguladı.
Cuad, Trump yönetiminin, "akademik özgürlükleri" değil, üniversitenin, Filistin halkının sesi olmasını engelleme çabaları olduğunu savundu.
Sonuç ve Çağrı
Columbia Üniversitesi’ndeki bu olaylar, akademik özgürlüğün korunması ile Filistin meselesinin bir arada ele alınması gerekliliğini ortaya koyuyor. Öğrenciler ve öğretim üyeleri, bu konuların dikkate alınması gerektiğine inanıyor.
Siz de bu konudaki düşüncelerinizi paylaşabilir veya ilgili makaleleri okuyarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.