Trump bir anomali değil. Yabancı düşmanlığı Amerikan geleneği.
Amerika’nın Kısa Hafızası ve Yabancı Öğrencilere Yönelik Ayrımcılık
Amerikalıların proverbiyal olarak kısa bir hafızası vardır ve tüm dünyanın aynı durumdan muzdarip olduğunu düşünürler. Hem Amerika içinde hem de dışında yaşayanlar, Washington’un kendileri üzerinde yarattığı kaosla başa çıkabilmek için çok daha uzun bir hafızaya ihtiyaç duymaktadır. Son günlerde, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Trump yönetiminin ahlaki bir pusulaya sahip olan öğrencileri hedef almaya devam ettiğini vurgulayarak, en az 300 öğrenci vizesinin iptal edildiğini açıkladı.
Rubio, 1971’de Florida’da Küba kökenli ebeveynlerden doğdu. Belki de Amerikan siyasetinin dışlayıcı dünyasında başarılı olmak için bu hafızasını bastırdı. Ancak bu tür bir ayrımcılık, Amerikan siyasi kültürünün belirleyici bir parçasıdır. İkinci Dünya Savaşı döneminde, ABD hükümeti, sadece Japon kökenli oldukları için yaklaşık 120.000 Amerikalıyı gözaltına almış, yerinden etmiş ve hapsetmiştir.
Tarih Boyunca Ayrımcılık ve Şiddet
- Beyaz Avrupalı yerleşimcilerin, Kızılderililerin topraklarını sömürmek için acımasız bir köle ticareti yaptığına tanıklık ettik.
- Kızılderili yatılı okulları, genç çocukların ailelerinden alınarak beyaz insanlara benzetilmeye çalışıldığı yerlerdir. Bu okullardaki sloganlardan biri, "İçindeki Kızılderiliyi öldür, adamı kurtar" olmuştur.
Yabancı öğrencilere ve göçmen işçilere yönelik taciz, istismar ve sınır dışı etme, ABD hükümetlerinin ikinci doğası haline gelmiştir. Bu durum, Amerikan kültürünün şekillendirdiği bir gerçekliktir. Beyaz Avrupalı yerleşimcilerin kendilerini "Amerikan" olarak adlandırması, onlara benzemeyen insanlara karşı bir nefret barındırmaktadır. James Baldwin’in "The Fire Next Time" (1963) eseri, bu duruma dair ahlaki bir tanıklık sunmaktadır.
Trump ve Önceki Başkanların Ayrımcı Politikaları
Donald Trump, Amerikan acımasızlığının bu belirli biçimini icat etmemiştir; yalnızca onu daha da ileri taşımaktadır. Amerikan tarihinin bir parçası olarak, yabancı öğrencilere yönelik saldırılar, geçmişte de yaşanmıştır. 1970’lerde, eski Başkan Jimmy Carter döneminde, İranlı öğrencilerin federal yetkililere rapor vermeleri ve vizelerinin kontrol edilmesi istenmiştir. Bugün ise, Trump yönetimi, ahlaki bir pusulaya sahip olan öğrencileri hedef alarak, önceki başkanların izlediği yolu devam ettirmektedir.
Uzun Hafıza ve Gelecek Umudu
Trump’ın selefi Barack Obama, sözde Müslüman yasağının temelini atmıştır. Trump’ın yürürlüğe koyduğu yasalar, Obama yönetimi döneminde "endişe ülkeleri" olarak belirlenen yedi Müslüman ülkeyi hedef almıştır. Amerikan Cumhuriyetçileri ve Demokratları arasındaki sahte çatışma, son göçmenlere karşı ortak ırkçı duruşları açısından tamamen alakasızdır.
Küresel ölçekte, Trump yönetimi, Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırımcı eylemleri protesto eden öğrencileri hedef alarak, daha önceki başkanların onayladığı ayrımcı politikaları sürdürmektedir. Tüm bu durumlar, Amerikan ırkçılığının köklü bir ifadesidir.
Sonuç
Gerçek şu ki, yabancı öğrencilere yönelik şüphe, Amerikan ırkçılığının ve beyaz üstünlüğünün derin köklerine işaret etmektedir. Ancak Trump ve ona destek verenler, birkaç yabancı öğrenciyi hedef alarak dünyayı susturabileceklerini düşünüyorsa, yanılıyorlar. Daha uzun bir hafızayı hatırlayarak, Trump’ın tüm önceki başkanların doğrudan bir torunu olduğunu ve Amerika’nın süregelen ayrımcılık geçmişini sürdüğünü görebiliriz.
Düşüncelerinizi Paylaşın
Bu konudaki düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın. Daha fazla bilgi ve makale için ilgili içeriklerimize göz atabilirsiniz.