Jerusalem, Siyonizm’in Nefreti’ni Aşmayı Başaracak
Title: Kudüs Günü’ndeki Nefret Yürüyüşü ve Kudüs’ün Ruhunun Savaşı
Giriş
Her yıl "Kudüs Günü" olarak adlandırılan günde, Eski Şehir neşeyle kutlanmıyor, aksine kutsallığına zarar veriliyor. Ulusal gurur bayrağı altında düzenlenen İsrail Bayrağı Yürüyüşü, kontrolsüz bir nefret gösterisine dönüşmüş durumda. Bu yıl, nefreti ve saldırganlığı yeni derinliklere taşıdı. Bu makalede, Kudüs Günü’ndeki olayların arka planına ve bu durumun Kudüs’ün ruhuna etkilerine odaklanacağız.
Kudüs Günü ve Nefret Yürüyüşü
Bu yılki Kudüs Günü’nde, genç İsrailliler Müslüman Mahallesi’nden geçerken “Araplara ölüm”, “Gazze’yi düzleştir” ve “Gazze’de okul yok, çocuk kalmadı” gibi sloganlar attı. Yürüyüşçüler, tarihi kapılara bayrak direkleriyle vururken, Peygamber Muhammed’e hakaret etti ve Filistin anısına alay etti. Bütün bu olaylar yaşanırken, kışkırtma nedeniyle tek bir kişinin bile tutuklanmaması dikkat çekiciydi.
Kışkırtma ve Nefretin Yaygınlaşması
Kudüs Günü’nde kışkırtma yasası etkili bir şekilde askıya alınıyor. Burada nefret, devlet onayı alıyor. Atılan sloganlar, sadece Hamas’a karşı değil, Araplara ve Müslümanlara, kısacası şehrin ruhuna karşı bir savaş ilanı niteliğinde. Haaretz gazetesi muhabiri Nir Hasson’un gözlemine göre, bu durum marjinal bir grup değil, toplumun geniş kesimlerini etkileyen bir gerçeklik.
- Nefret Yürüyüşü’nün Arkasında Yatanlar
- Likud’a bağlı Im Tirtzu gibi ana akım sağcı organizasyonlar, “Nakba yok, zafer yok” gibi afişlerle yürüyüşe katıldılar.
- Kudüs Belediyesi, yürüyüşe 700,000 şekel (yaklaşık 200,000 dolar) tahsis etti.
İşgal ve Temizlik Doktrini
Bu bir çıkış değil, hükmü simgeleyen bir eylem. Bu olaylar, bir üstünlük teolojisinin performansıdır. Bu düşüncenin baş mimarlarından biri olan Rabbi Yitzchak Ginsburgh, işgal altındaki Batı Şeria’da ölümcül şiddet eylemleri ile tanınan “Tepe Gençliği”nin manevi babasıdır. Ginsburgh, 1994’teki İbrahimi Camii saldırısında 29 Filistinlinin öldürüldüğü Baruch Goldstein’i övmüştür.
Ginsburgh, “Kabuğu Kırma Zamanı” isimli vaazında, İsrail’i dört “kabuk” ile çevrili bir meyveye benzetmiş ve bu kabukların yıkılması gerektiğini savunmuştur. Bu kabuklar; medya, yargı, hükümet ve orduyun ahlaki kodudur. Sadece bu kabukların yok edilmesiyle, Yahudi üstünlüğünün saf çekirdeği ortaya çıkacaktır.
Kudüs’ün Geleceği
2023 yılı itibarıyla, kilise liderleri artan saldırılar, arazi gaspı ve bu eylemleri gerçekleştirenlere sağlanan cezasızlık hakkında uyarılarda bulundular. Hristiyan varlığı Kudüs’te sistematik olarak ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.
- Dikkat Çeken Olaylar
- Hristiyanların Paskalya ayinlerine katılmaları engelleniyor.
- Hristiyanlara yönelik artan saldırılar ve vandalizm vakaları yaşanıyor.
Bu olaylar, yalnızca bireysel vandalizm eylemleri değil, bir kampanyanın parçasıdır. Siyonizm, Kudüs’ü sadece ele geçirmekle kalmayıp, onun Arap, İslam ve Hristiyan karakterini de silmeye çalışıyor.
Sonuç ve Çağrı
Kudüs’ün ruhu için verilen savaş sona ermiş değil. Bu, fetihçiler ile yerli halk arasında, dışlayıcılar ile kapsayıcılar arasında süren en önemli mücadeledir. Tarihin ve inancın şekillendirdiği Kudüs, asla unutulmayacak ve bu şehir, bir gün tekrar özgürleşecektir.
Okuyucularımızın bu konudaki düşüncelerini bizimle paylaşmalarını ve ilgili diğer makaleleri okumalarını bekliyoruz. Kudüs, yalnızca bir şehir değil, aynı zamanda bir ruh ve bu ruh, asla kaybolmayacak!