‘Kusursuz Şölen’
Mükemmel Şölen
Bir zamanlar, görkemli bir krallıkta, muhteşem bir şölen düzenlenmesine karar verildi. Krallığın en zengin ve en güçlü lordu, tüm halkı bir araya getirip unutulmaz bir gece yaşatmak istiyordu. Hazırlıklar aylarca sürdü; en iyi aşçılar, en nadir malzemeler ve en göz alıcı dekorasyonlar bir araya getirildi. Ancak bu mükemmellik, karanlık bir sırrı gizliyordu.
Şölen günü geldiğinde, sarayın geniş salonu rengarenk çiçeklerle süslenmişti. Masalar, altın tabaklar ve kristal kadehlerle donatılmıştı. Herkes heyecanla davetiyelerini gösterip içeri girdi. Ama içeride, her şey dışarıdan görüldüğü kadar masum değildi.
Krallığın en önemli yemeği, "Huzur Çorbası" olarak adlandırılan bir yemekten oluşuyordu. Herkes bu çorbanın tadını merakla bekliyordu. Fakat bu çorbanın hazırlanışı, acı bir gerçeği saklıyordu. Efsaneye göre, bu çorba, krallığın düşmanlarının kalbinden alınan bir damla kanla yapılmaktaydı. Ve bu gece, lordun düşmanları için hazırladığı son bir intikam planıydı.
Misafirler, her kaşıkta lezzet bulurken, lordun gözlerinde bir parıltı belirdi. Onlar çorbanın tadını çıkarırken, lord içten içe gülümseyerek intikamının tadını alıyordu. Ancak o gece, bir şeyler ters gitti. Masanın en köşesinde oturan yaşlı bir adam, çorbanın gerçek sırrını anladı. Kalbi yerinden fırlayacak gibi çarparken, gözleri dehşetle açıldı.
Kendini kaybeden yaşlı adam, "Bu çorba kötü bir lanet taşıyor!" diye bağırdı. Salonda bir sessizlik hakim oldu. Misafirler, lordun gerçek niyetini anlamaya başladılar. Tüyler ürpertici bir korku, tüm salonu sarhoş etmişti. O an, herkes için gece sona erdi.
Şölenin sonunda, kimse tatlıların tadına bile bakamadı. Herkes, bu "mükemmel" akşam yemeğinin arkasındaki karanlık gerçeği düşünerek sarayı terketti. Krallığın en görkemli şöleni, tarihin en korkutucu hikayelerinden biri haline gelmişti.
Ve işte böyle, "Mükemmel Şölen" adı altında, masum bir kutlama, insanların ruhlarına işleyen bir korku masalına dönüştü. Krallığın sakinleri, bir daha asla aynı şekilde yemek yiyemeyeceklerini anladılar; çünkü bazı lezzetler, hayatın en karanlık sırlarını taşır.