Polislik Raporu: Hindistan’da İslamofobi ve Adaletsizlik Artıyor
Polis Şiddeti ve İslamofobi: Kapsayıcı Bir Raporun Detayları
Son zamanlarda yayımlanan bir rapor, 17 eyalet ve bir Birlik Toprağı’nda 8,276 polis personeli ile yapılan bir anket ve birçok hakim, avukat ve doktorla yapılan görüşmelere dayanıyor. Rapor, polis şiddeti ve İslamofobi gibi ciddî konuları ele alıyor. Raporun en çarpıcı bulgularından biri, polis personelinin yaklaşık %22’sinin ciddi suçlardan şüphelilere karşı şiddet kullanmanın kabul edilebilir olduğunu düşünmesidir. Ayrıca, polis personelinin üçte biri (%28), ceza adalet sisteminin çok zayıf ve yavaş olduğunu düşünüyor. Bu durum, bazı polislerin hukukun üstünlüğü yerine ekstra yargısız önlemleri tercih ettiğini ortaya koyuyor.
Gözaltında Ölüm Verileri ve Uyuşmazlıklar
Rapor, gözaltında ölümlerle ilgili resmi verilerdeki çelişkileri ve eksiklikleri de gün yüzüne çıkarıyor. Ulusal Suç Kayıtları Bürosu (NCRB) 76 gözaltında ölüm bildirmişken, Ulusal İnsan Hakları Komisyonu (NHRC) 90, Ulusal İşkenceye Karşı Kampanya (NCAT) ise yaklaşık 111 vaka kaydetmiştir. 2020 yılında gözaltında ölenlerin %46’sinin işkence nedeniyle olduğu iddia edilse de, NCRB verileri aynı yıl sadece bir ölümün fiziksel saldırıdan kaynaklandığını belirtmektedir. Bu çelişkiler, ülkede gözaltında ölümlerle ilgili tutarlı ve güvenilir bir resmi kaynağın olmadığını vurguluyor.
Artan İslamofobi
Raporda, polis arasında İslamofobi seviyelerinin endişe verici bir artış gösterdiği de ifade ediliyor. Polis personelinin büyük bir kısmı, Müslümanların doğal olarak suçlu olduğunu düşünmektedir. Ancak, Sikh polis memurlarının bu tür bir önyargıya sahip olmadığı belirtiliyor. Özellikle başkentte, polis memurları Müslümanların suç işleme eğiliminde olduğunu düşünmektedir. Gujarat, Odisha, Rajasthan ve Maharashtra gibi eyaletlerdeki katı sığır kesimi yasaları ve cezaları, polis memurlarının bu konulardaki kalabalık cezalandırma yöntemlerine destek verdiklerini gösteriyor.
Sonuç ve Öneriler
Raporda, polis personelinin önemli bir kısmının Müslümanlara karşı önyargılı olduğu belirtilirken, bazıları Müslümanların adalet elde edebileceğine inanıyor. Ancak bu inanç, mevcut önyargılardan etkileniyor olabilir. Görüşme yapan birçok polis memuru, insan hakları eğitimi ve delillere dayalı sorgulama teknikleri konusunda daha fazla eğitim gereksinimi olduğunu dile getiriyor.
Rapor, gözaltında ölümlerle ilgili verilerin sorgulanmasından, Müslümanların aşırı hapis cezası almasına kadar, ceza adalet sisteminin işleyişine dair ciddi sorular ortaya koyuyor. Ayrıca, polisle ilgili kamu şikayetlerinin çoğunun “asılsız ve saçma” olduğunu düşünen polis memurları bulunmaktadır. Avukatlar, hakimler ve doktorlarla yapılan görüşmeler, hesap verebilirliği sağlamada karşılaşılan zorlukları ortaya koymaktadır.
Sonuç olarak, rapor, adalet sisteminde daha büyük bir taahhüt için yasama organlarının güçlendirilmesi gerektiğine dair güçlü bir mesaj vermektedir. Gözaltında ölümlerle ilgili sistematik ve doğru veri toplanmasını önermektedir.
Bu rapor ve içerikleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi bizimle paylaşın veya ilgili makaleleri okumak için daha fazla bilgiye göz atın.