Netanyahu’ya Tutuklama: BM Genel Kurulu’nda New York Karşılaması

Netanyahu’nun New York’taki Protestolar ve Uluslararası Hukuk İhlalleri: Gazze’deki Suçlamalar

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yarı boş bir salonda konuşma yaparken, binlerce protestocu New York City’de Times Square’de onun varlığını kınamak için toplandı. Bu olay, Netanyahu’nun uluslararası hukuka karşı işlediği suçlamaları ve Gazze’deki insanlık suçlarını gündeme getiriyor.

Kasım 2024’te Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından çıkarılan tutuklama emri ile Netanyahu, Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de işlenmiş savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla suçlanıyor. UCM’ye üye olan tüm ülkeler, ABD de dahil olmak üzere, bu tutuklama emirlerini uygulamakla yükümlüdür. Ancak, İsrail’in müttefiki olan Macaristan, UCM’den çekilme sürecini resmi olarak başlattı.

Netanyahu’nun Fırtınalı Konuşması

Netanyahu, Cuma günü neredeyse boş olan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu salonunda yaptığı konuşmada, kendisini Filistin devleti kurulmasına karşı çıkan ana akım İsrail’in temsilcisi olarak tanıttı. Gazze’de yaşananları “bir şaka” olarak nitelendirdi. Konuşmasının başlangıcında, birçok dünya lideri ve diplomat, protesto amacıyla salonu terk etti.

Protestolar ve Katılımcılar

Birleşmiş Milletler binası önünde, birçok yerel aktivist grubun düzenlediği “Netanyahu’yu Tutuklayın” yürüyüşüne katılan protestocular, ABD’nin dört bir yanından geldiler. Filistin Gençlik Hareketi ve Amerika Müslümanları için Filistin gibi gruplar, yürüyüşün organizatörleri arasındaydı.

Protestolar sırasında, Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro ve İngiliz müzisyen Roger Waters da katılımcılar arasındaydı.

Dr. Jane Anders, Doctors Against Genocide (DAG) grubundan yaptığı açıklamada, “Bu adamın çocukları yok ettiğini gördüğümüz halde Senatör Schumer ve Senatör Gillibrand’ın yanında durması öfke verici,” dedi. Dr. Fatima ise Netanyahu’nun New York’ta olmaması gerektiğini, “Lahey’de olması gerektiğini” belirtti.

Dayanışma ve Çeşitlilik

Protestolara katılan birçok kişi Yahudi kökenliydi. “Bizim adımıza değil” tişörtü giyen Irene, Netanyahu gibi figürlerin kimliğini kullanarak soykırım gerçekleştirmesinden bıktığını ifade etti. Ortodoks topluluğundan Rabbi David, Siyonizm ile Yahudiliği ayırarak, Netanyahu’nun hem Filistinlilerin hem de Yahudi halkının güvenliğini tehlikeye attığını vurguladı.

Puerto Rikolu David Galaraza, Filistin ile dayanışmasının temelinin kendi kimliği olduğunu belirterek, “Eğer bu işgali durdurmazsak, Filistin’i özgürleştirmezsek, bu yarının Puerto Rico’su hakkında ne söyler?” diye sordu.

Netanyahu’nun Uluslararası İlişkileri Üzerine Eleştiriler

Koreli aktivist grup Nodutdol’dan Juhyun Park, “Eğer Netanyahu hakkında tutuklama emri olmasına rağmen İsrail’in hala Genel Kurul’a kabul edilmesi derin bir kriz olduğunu gösteriyor,” dedi.

Luis Gonzalez, Mamdani’nin kendisi için önemli bir figür olduğunu ve Cuma günkü protestoya katılma nedenlerinden biri olduğunu vurguladı. Gonzalez, Netanyahu’ya yönelik mesajını açıkça dile getirdi: “Umarım ömrünün geri kalanını hapiste geçirirsin.”

Sonuç

Bu olay, Netanyahu’nun uluslararası hukuk ihlalleri ve Gazze’deki insanlık suçları üzerine küresel bir tartışma başlatıyor. Okuyucuların bu konudaki düşüncelerini paylaşmalarını ve benzer makaleleri okumalarını teşvik ediyoruz.