Trump’un Planları Ürdün için ‘Varoluşsal Tehdit’ Neden?
Başlık: Ürdün Kralı Abdullah’ın Washington Ziyareti ve Filistinlilerin Göçü Üzerine Tartışmalar
Ürdün Kralı Abdullah, 25 yıllık hükümdarlığı boyunca bu hafta Washington’a yaptığı ziyaretten daha yoğun bir çalışma ziyareti yaşamamıştı. Kral, Donald Trump’ın yanında otururken, gazetecilerin "Gaza’yı ele geçirme" planı ve insan hakları kuruluşları, siyasi liderler ile eleştirmenler tarafından "etnik temizlik" planı olarak adlandırılan konularla ilgili sorular sorması üzerine çoğunlukla sessiz kaldı. Bu yazıda, Kral Abdullah’ın Washington ziyareti ve Trump’ın Filistinlilerle ilgili planları üzerine detayları ele alacağız.
Kral Abdullah’ın Ziyareti ve Filistinli Göçü Hakkındaki Endişeler
Trump, son birkaç haftadır Ürdün ve Mısır’ın, "Gaza’yı sahiplenme" planının bir parçası olarak, kovulan Filistinlileri kabul edeceğini ısrarla dile getiriyor. Abdullah, bu durumda çok fazla bilgi vermemiş olsa da, pozisyonu iyi belgelenmiş durumda ve bu durum, Ürdün’de büyük bir muhalefetle karşılaşacaktır.
Ürdün’deki Demografik Değişim
Trump’ın planı uygulanırsa, Ürdün’ün demografik yapısını önemli ölçüde değiştirebilir. Ürdün’ün 11.5 milyonluk nüfusunun yaklaşık yarısı Filistin kökenli. Bu ailelerin çoğu, 1948 Nakba’sında ve 1967 savaşında yerlerinden edilmiş durumda. Eski ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Annelle Sheline, "İsrail’in Filistinlileri Ürdün’e sürme çabaları, en az 1948’de başladı" diyor. Bu, Ürdün’ün nüfusunu üç katına çıkararak ülkenin kimliğini köklü bir şekilde değiştirmiştir.
Kimlik Siyaseti ve Ürdün’deki Gerginlik
Ürdün’deki Transjordan kabileleri ile Filistinli Ürdünlüler arasındaki ilişki, hâlâ hassas bir durum. Sean Yom, "Son elli yılda iki grup arasında açık bir toplumsal şiddet yaşanmadı, ancak kimin Ürdün’e ait olduğu ve siyasi bağlılıkların nerede olduğu gibi temel sorular bu ilişkiyi hâlâ etkiliyor" diyor. 1970’teki Kara Eylül olayları, bu gerilimlerin en acımasız örneğidir.
İsrail’in Filistinlileri Ürdün’e Zorla Göç Ettirme Planları
İsrailli yetkililer, Filistinlileri Ürdün’e zorla göç ettirme fikrini yıllardır gündeme getiriyor. 1980’lerde sağcı İsrailliler, "Ürdün Filistin’dir" sloganını benimsedi. Bu yanlış iddia, bugün hâlâ varlığını sürdürüyor. Ürdün, 1988’de Batı Şeria’dan gelenlere vatandaşlık vermeyi durdurdu. 1994 Wadi Araba Anlaşması ise, toplu nüfus transferini yasaklayan bir madde içeriyor.
Trump’ın Planı ve Ürdün’ün Tepkisi
Trump, Mısır ve Ürdün bu plana uymadığında ABD yardımlarını kesebileceğini belirtmişti. Ancak Ürdün, bu yardımların Filistinli yerinden edilme ile bağlantılı olmasını istemiyor. Yom, "Ürdünlüler, Amerikan desteklerini korumaları gerektiğini biliyorlar ama bu, Filistinli kendini belirleme hakkını feda etmek anlamına gelmemeli" diyor.
Sonuç ve Gelecek İçin Uyarılar
Kral Abdullah, büyük sayıda Filistinlinin kabul edilmesinin, Ürdün’de büyük çaplı protestolara ve hükümete karşı isyanlara yol açabileceği konusunda endişeli. Eğer bu plan hayata geçerse, Ürdün’deki siyasi istikrar ciddi bir tehdit altına girebilir.
Okuyucularımızı, bu konudaki düşüncelerini paylaşmaya veya ilgili makaleleri okumaya davet ediyoruz. Ürdün ve Filistin konusundaki gelişmeleri takip etmek için bize katılın.